Reflü nedir? Tedavisi nasıldır?
<p><br /> Reflü hastalığı yaşam kalitesini en çok bozan hastalıklardan biri olarak gösteriliyor. Çünkü kronik, hayat boyu devam eden, hayat boyu ilaç almayı gerektiren, zaman zaman da ilaca rağmen şikayetlerin olduğu, şikayetlerin ötesinde uyku özgürlüğünü, başınızı yukarıda yatmak nedeniyle aldığı veyahut da yeme özgürlüğünü aldığı, bazı yiyecekleri yememe şeklinde ve sonuçta yaşamınızı kısıtlayan bir hastalık olarak ortaya çıkıyor. Reflü hastalığını anlayabilmek çok önemli. Çünkü Insanlar reflü denince bir hastalık var zannediyor. Evet bir hastalık var ama aslında reflü bir bulgu genel manada. Reflüyü yapan birçok hastalık var. Reflüm var deyince siz başım ağrıyor demiş gibi oluyorsunuz. Ama baş ağrısını yapan neden nedir? Yani reflüm var. Peki reflünüz varsa reflüyü yapan neden nedir? Bunu anlamak lazım. Ve bu nedene göre de tedaviyi programlamak lazım. Reflünün neden oluşum mekanizmasını ve hangi gruplara ayrıldığını ve hangi gruplarda ne tür tedaviler gerektiğini kısaca anlatmaya çalışacağım. Ilk olarak vücudun kapağı kaldırılırsa iç organlarımızı görüyorsunuz. Bu da çok ince bir kesit şeklinde diyafram dediğimiz burada bir kesit görüyorsunuz. Karaciğer mide, bağırsaklar, ince bağırsak ve kalın bağırsakların hemen üzerinde ince bir zar gibi bölge. Aslında bu diyaf denen kaslardan oluşmuş olan taban vücudumuzu ikiye ayırır. Yukarıda akciğer ve kalp aşağıda ise diğer organlardan yani vücudumuz iki katlıdır. Bir üst kat, bir alt kat vardır. Bu iki katı ayıran diyafram çok önemli bir rolü vardır. Çünkü yukarıda göğüs boşluğunda negatif basınç vardır. Yani dışarıdan hava çekebiliyoruz bu negatif basınç sayesinde. Diyaframın altında ise pozitif basınç Vardır. Ikınmak, idrar yapmak, büyük abdest yapmak ancak o şekilde mümkün olabilir. Iknamak. Bunlar pozitif basic sayesinde. Bu diyafram eğer yırtılırsa, örneğin trafik kazasında hastalar nefes almakta güçlük çekebilir. Nedeni pozitif basıncın yukarı kaymasıdır. Yani diyaframın ani yırtılması oldukça tehlikeli sonuçlar yaratabilir. Bütün bu anlattıklarım çerçevesinde önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu diyafram burada ince olarak gösterilmiş kas tabakası vücudu ikiye ayırırken ki elimi şöyle göstereyim, diyaframı aslında tam olarak geniş bir yelpaze şeklinde ikiye ayırır. Yemek borusu üst tarafta akciğerler ve kalbin arasında yukarıdan aşağıya doğru iner. Diyaframdaki bir delik ki biz buna diyoruz, Yunanca delik demek, geçerek mideyle yandan buluşur. Yani direkt midenin tepesinden inmez. Yanından gelir. Ve yemek borusuna midenin birleştiği yer hep kapalıdır. Hep kapalıdır. Lokma gelince açılır. Sonra tekrar kapanır. Bazen yürürken de boşluktayken de geçici yemek borusu alt kapağı gevşemeleri olabilir. Yedikleriniz aniden yukarı gidip gelebilir. Bu fizyolojik bir olaydır. Hastalık değildir. Özellikle çok yediğinizde. Ama onun dışında hep kapalıdır. Diyaframın altında pozitif basınç olduğu için yemek borusunun son üç dört santimini pozitif basınç etki yapar. Dışarıdan kapatıcı bir etkidir bu. Ayrıca dikkat ederseniz midenin üstü paraşüt gibidir. Yani adeta bir mürekkep okkası gibidir. Ilkokulda bilirsiniz mürekkep okkaları vardır. Bilemiyorum şimdi kullanılıyor ama ters çevirdik mürekkep dökülmezdi. Aynen onun gibi bir anatomi yaratır burada. Şöyle anlatacağım ben size. Burası kapalı. Yemek yediniz. Bir buçuk İskender üzerine ayran içtiniz. Ben de sizi ayağınızdan tutup ters çevirdim. Şimdi bunu uygulayalım. Hemen benim laptopumun üzerinde. Sizi ters çevirdim. Böyle duruyorsunuz baş aşağı. Bakın. Şimdi burası kapalı. Burada da böyle bir paraşüt gibi alan vardı. Bütün gıdalar buraya toplanır ve burası bir adeta yuvarlak Topki halini alır. Burası da kapalı ve burada pozitif basınç var. Yani yedikleriniz ağzınıza gelmez. Yani ben sizi mideniz ne kadar dolu olursa olun ters çevireyim miğdedekiler yemek borusuna gitmez. Dolayısıyla bu sistem, bu anatomik gösterge çalıştığı sürece midedekiler yukarı gitmiyor. Iş bununla da bitmiyor. Reflüyü anlamak için şunu bilmeniz lazım çok önemli bir konu bence çünkü reflü midedekilerin yukarı kaçmasına verilen bir isim. Midedekilerin yukarı kaçması niye önemli? Şunun için önemli. Midenin içerisinde sadece asit yok. Safra, pankreas suyu, pepsin gibi bazı maddeler de mide içerisinde vardır. Özellikle on iki parmak bağırsağından safra da mideye de olabilir. Yani eğer bu bozukluk olursa veya bu mide içeriği yukarı kaçarsa sadece asit kaçmaz. Safra safra tuzları gibi birçok maddede kaçacaktır. Bu su aydımız çok önemli. Bunu iyice anlatmak istiyorum. Şurada bir renk değişikliği olan Z hattı vardır. bu Z hattı beyazımsı olarak gözükmekte. yemek borusunun iç döşemesiyle midenin iç döşemesi çok çok farklıdır. Mide iç döşemesi asit ve safraya son derece dayanıklıdır. Yaklaşık on kat on kat bir bariyerle korunmuştur. Yani mide asidi mideye herhangi bir zarar vermez. Ama bu mide asidi asitli ortam ve safralı ortam, yemek borusuna kaçarsa gördüğünüz bu açık renkteki alan ki biz buna çok katlıya diyoruz. Adeta Aaa bir tuz ruhu dökülmüş gibi yanar. Ve burada bir kimyasal reaksiyon olur. Biz buna tıpta tıp alanında bu ismi verirken siz bunu göğüs yanması, yanma, ağrı şeklinde hissedersiniz. Dolayısıyla midedekilerin yemek borusuna kaçması yemek borusunu yakmaktadır. Tabii ki midenin içerisindeki maddeler mideye zarar vermez ama yemek borusuna kaçtığı zamanda da burada bazı sonuçlar do Bu noktada midedekilerin yemek borusuna kaçması birçok organ tarafından algılanır. Bunun içerisinde mideyi ve yemek borusunu saran sinirler de rol oynar. Ve bu sinirler aracılığıyla beynimize ve beyindeki birçok ağrı hisseden eee bizim modülatörlere bu ağrı modülatörlerine bu uyarılar gider. Bazı insanlarda bu sinirsel dağılımlar fazla duyargan olduğu için bu ağrı çok daha fazla şiddetli olabilir. Yani herkeste şikayeti farklı ağrı ve yanma şikayetiyle seyredebilir. Hatta bazılarında çok az kaçak olmasına rağmen ağrı ve yanma şikayetleri çok daha fazla olacaktır. Bizim için çok önemli bir konu şudur. Az önce bahsettiğim yemek borusuyla ve midenin birleştiği yer eğer ki karın içerisinden diyafrakmanın altından yukarı doğru kayarsa biz buna mide fıtığı diyoruz. Mide fıtığı farklı bir hastalıktır aslında. Mide fıtığına bağlı reflüde daha ağır seyreder. O yüzden hastalar bize der ki mide fıtığım olduğu için reflüm varmış. Reflü var ama mide fıtığında var. Hangisini ameliyat edeceksiniz diye sorar. Aslında yanılgı şuradadır. Işte reflü bir bulgudur. Burada da mide fıtığına bağlı reflü vardır. Bir şekilde anlatmak, ellerimle anlatmak istersem diyafram var. Yemek borusu burada bir delik var. Onun içerisinden gir ve karla giriyor. Eğer bu mide bu delik genişledikçe karın içi pozitif basınç olduğu için yukarı doğru kayarsa yani göğüs boşluğuna doğru kayarsa burada olduğu gibi negatif basınç bölgesine geçeceği için ve burası negatif basınç bölgesiyle yemek borusu mide birleşkesi açık olacağı için çok kolaylıkla baş aşağı olduğu zaman midedekiler yukarı kayacaktır. Ayrıca göğüs boşluğunun negatif basıncıyla da adeta bir vakum etkisiyle mide içeriği daha çok Mide fıtığının yaptığı ikinci birproblem de şudur. Az önce göstermiştim. Şimdi aynı şeyi tekrarlayacağım Bakın şuraya Burada gördüğünüz gibi bu çadır bozuldu. Ne oldu? Düzleşti Yani ben sizin tekrar ayağınızdan tutup ters çevirirsem ne oldu? Burası adeta bir otoban gibi oldu düz oldu Yani mide fıtığı buranın çadır paraşüt görünümünü bozuyor. Dolayısıyla midedekiler adeta bir otobanda Gibi yukarı doğru kayıveriliyor. Işte bu anatomik bozukluğu olan reflü hastalarında hastalık çok daha şiddetli gidebilir. O yüzden mide fıtığı olan reflü hastalarında bu hastalık şiddetli seyredebiliyor. Bu reflünün yemek borusuna yaptığı birçok tahribatlar var. Yemek borusu yaraları, darlıklar, baret dediğimiz hücresel değişiklikler ve kansere kadar giden sonuçlar. Onun ötesinde dediğimiz tellerinde bozukluk, öksürük, akciğere suların kaçmasıyla meydana gelen atipik öksürük şikayetleri, bunlar da reflü dediğimiz komponet içerisinde yer alır. Bazı hastalarda kalp krizi geçiriyormuş gibi acil servise gitmeler bile olabilir. Aslında kalp krizine geçirenlerin yüzde yirmi beşinde reflü hastalığı vardır. Bakıldığı zaman EKG'si normal çıkacaktır.Bugün nedenini bilmiyoruz ama midedeki asit ve safra yukarı kaçtığında bazı insanda böyle gördüğünüz yaralar olurken bazılarında yine şikayetler olmakla birlikte yaralar gelişmez. O nedenle reflü hastalığı da ikiye ayrılır. Yemek borusunda yer olanlar, yemek borusunda yara olmayanlar. Ilk endoskopinizde yara yoksa üç yıl sonra beş yıl sonra yara gelişmez. Ilk endoskopideki bulgular hayat boyu seyreder. Demek ki bazı insanlarda yemek borusu çok dirençlidir. Ve asla yara gelişmez. Bazılarında dirençsizdir. Yara gelişir ve biz buna erozif, yara açan tip reflü diyoruz ki baret ve kanser gelişimleri de burada yara açan tipte daha çok gözükür reflü hastalığında eğer ki sorun mekanik bir nedene dayanıyorsa yani bir mide fıtığı var ise veya kapak yetmezliği var ise anatomik bir nedenden kaynaklanıyorsa hastalara biz asit düşürücü ilaç verdiğimiz zaman mide asidi Olacaktır ve mide asidi kaybolduğu için de yine yukarı sular çıkmasına rağmen çünkü herhangi bir hapımız yok. Mideyi tekrar aşağıya indirip, burayı kapatan herhangi bir ilacımız yok. Sadece reflüde kullandığınız ilaçlar mide asidinin ortadan kalkmasını sağlar. Mide fıtığınız ve kapak açıklığınız yerinde durur sadece asit az olarak kaçtığı için yanmanız ve kaynamanız gider. Ilacı keserseniz de hemen şikayetleriniz tekrar baş Işte biz bunlara kronik mide fıtığı ya da kapak yetmezliğine bağlı reflü hastaları diyoruz. Bunlarda sürekli olarak ilaç kullanma problemi orta yere çıkacaktır. Laparoskopik cerrahide laparoskopik reflü cerrahisinde biz karna delikler açarak ki hastalar ertesi gün ayağa kalkıyor. Yemek borusuyla mide bileşkesini tekrar kanın içerisine çekiyoruz. Buraya bir kapak sistemi yapıyoruz ki günümüzde üç yüz altmış derece tam salgı yerine eee yetmiş derece salgıları tercih ediyoruz. Böylece hastalarda yutma güçlüğü olmuyor. Şişkinlik, gaz şikayetleri daha iyi oluyor. Ayrıca diyaframdaki açıklığı da deliği kapatarak dikişlerle kapatıyoruz. Ve yeni bir bariyer sağlıyoruz.</p> <style id="app_ajhbdcgfhlhhmocddefknjjkejcfpbnj_style" type="text/css">html, body, body *, html body *, html body.ds *, html body div *, html body span *, html body p *, html body h1 *, html body h2 *, html body h3 *, html body h4 *, html body h5 *, html body h5 *, html body h5 *, html body *:not(input):not(textarea):not([contenteditable=""]):not( [contenteditable="true"] ) { user-select: text !important; pointer-events: initial !important; } html body *:not(input):not(textarea)::selection, body *:not(input):not(textarea)::selection, html body div *:not(input):not(textarea)::selection, html body span *:not(input):not(textarea)::selection, html body p *:not(input):not(textarea)::selection, html body h1 *:not(input):not(textarea)::selection, html body h2 *:not(input):not(textarea)::selection, html body h3 *:not(input):not(textarea)::selection, html body h4 *:not(input):not(textarea)::selection, html body h5 *:not(input):not(textarea)::selection { background-color: #3297fd !important; color: #ffffff !important; } .www_linkedin_com .sa-assessment-flow__card.sa-assessment-quiz .sa-assessment-quiz__scroll-content .sa-assessment-quiz__response .sa-question-multichoice__item.sa-question-basic-multichoice__item .sa-question-multichoice__input.sa-question-basic-multichoice__input.ember-checkbox.ember-view { width: 40px; } .www_instagram_com ._aagw { display: none; } .bp-doc .pdfViewer .page:not(.bp-is-invisible):before { display: none; } .web_telegram_org .emoji-animation-container { display: none; } .ladno_ru [style*="position: absolute; left: 0; right: 0; top: 0; bottom: 0;"] { display: none !important; } .mycomfyshoes_fr #fader.fade-out { display: none !important; } .www_mindmeister_com .kr-view { z-index: -1 !important; } .www_newvision_co_ug .v-snack:not(.v-snack--absolute) { z-index: -1 !important; } .derstarih_com .bs-sks { z-index: -1; } </style>