<p><span style="color:#000000">Yemek borusunun nadir görülen hastalıklarından birisidir. Tüm Toplumda görülme sıklığı yüzde bir olarak ifade ediliyor ama kanaatimce birçok yayının da desteklediği gibi daha fazla olmakla birlikte genellikle teşhis koyamama, konamas ya da reflü hastalığıyla karışması nedeniyle tanısal güçlükler nedeniyle insidansında bir miktar daha fazla olduğunu düşünüyorum. Özellikle son yıllarda manometri ve bir radyolojik tetkiklerin imkanların artmasıyla ve doktorların aklına da biraz fazla girmesiyle akalazya hastalığında bir artış olduğu bir gerçek. Akalazya yemek borusuyla mide bileşkesinin açılamaması hastalığıdır. Hep kapalı kalması hastalığıdır. Aniden başlayabilir. Çok yavaş olarak başlayabilir. Ana bulgu yutma güçlüğü dür. Göğüs ağrısı yediklerinin yukarı gelmesi gibi bulgularda olabilir. Akalazyada tanı genellikle yemek borusu filmiyle ya da endoskopiyle ikisinin bir arada olması şarttır bence. konabilir. Manometri yani burundan takılan bir kateterle yemek borusunun basıncının ölçülmesi de tanıda mutlak gerekli olan noktalardan tetkiklerden birisidir. Malometre nedir? Malometre burundan konan bir kateterle yemek borusu basınçlarının ve yemek borusu mide bileşkesinin basıncını ölçen bir tetki çünkü yemek borusu hareketli bir organdır. Yani düz bir boru değildir. Siz bir şeyler yediğinizde yediğiniz yemekler, yer çekimi etkisiyle gitmiyor. Yani ben sizi ayağınızdan tavana bağlayıp ters çevirsem bir kaşık çorba versem, yutarsanız onu yukarı doğru gönderir yemek borusunun itici hareketleri vardır. Akalazyada bu yemek borusunun hareketleri de bozulmuştur. Hem yemek borusu hareketleri bozulmuştur. Hem yemek borusu mide bir ilişkisi açılmamaktadır. Peki nasıl tedavi edeceğiz? Maalesef ilaçla tedavisi gerçi kalsiyum antikonistleri verilir ama çok etkili değildir. Balon tedavisi deyince hani biraz şirin gibi gözüküyor ama şöyle bir balondan bahsediyorum. Endoskopta endoskopun içerisinden geçirilen daha sonra ucu dışarıdan şişirilerek yemek borusu mide yerleşkesindeki kasların düzensiz olarak ayrılmasını sağlayan bir tedavi yöntemi. Günümüzde balon tedavisi, radyolojik tedavi altında tetkik altında görerek ve o bölgedeki açılmayı iyice tetkik ederek yapılabilmektedir. Bu balon tedavisiyle yüzde yetmiş hastada hemen hemen bir balonla çözüm sağlanabilmektedir. Ama balon tedavisinin önemli bir grubunda ikinci ya da üçüncü balonların yapılması gerekli olabilmektedir. Yüzde otuz hastada ise balon tedavisi yeterli olmamaktadır. Bir diğer tedavi kitaplarda okumuşsunuzdur veya internette duymuşsunuzdur. Botoks dediğimiz Botoks nedir? Hani yüzde kullanılıyor botoks. Botoks siniri felç eden bir madde. Zaten yüzdeki sinirleri de felç ettiği için oradaki kaslar kasılmıyor ve devamlı kas donuk kalıyor. Yani kasılı kalmış oluyor ve gerginlik yaratıyor. Kasları felç ediyor. sinirler bu bölgede botoksla bloke edilir. Ve kasların kasılması ortadan kalkar ve kaslar gevşer. Ve bu bölge açılır. Biz bunu sadece yaşlı hastalar için öneriyoruz. Tedavisinin en büyük handikapı daha sonra cerrahi tedavilerde güçlük çıkarması. Botoks tedavisinin etkinliği de aslında oldukça düşük, yüzde elliler civarında. Heller miyotomisi, Heller isimli bir cerrah yaptığı için adı üzerinde yapılan mide bileşkesindeki iki kat kası keserekten soğan kabukları gibi düşünebilirsiniz. En içteki soğan kabuğu yani mukozanın kalacak şekilde yemek borusuna Santim mideye iki buçuk santim uzayacak şekilde kesilmesini içeren bir tedavi yöntemidir. Günümüzde laparoskopik daha büyüterek yaptığımız için o bölgeyi daha hakim olduğumuz için ve reflü tedavisindeki cerrahi tedaviden gelen tecrübemiz de katıldığı için kanaatimce son otuz yılda laparoskopik akalazya veya heller miyotomisi daha iyi şartlarda yapılabilmektedir. Ve tedavinin etkinliği oldukça yüksektir. Başarılı bir miyotomi sonrası hastalarda yemek borusuyla mide bileşkesi tamamen açılır. Tabii bu noktada alttaki mideden de yukarı, yemek borusundan kaçak olmaması için bir dediğimiz yarım sargının eklenmesi gerekir ki ben bunu her zaman şeklinde uyguluyorum. Ürüne konan doblikasyon da olabilir. Böylece hastaların reflüsü de ortadan kaldırılır. Bir diğer gelişen tedavi denen endoskopik olarak ağızdan girerek endoskopik yapılan miyotomi burada tabii endoskop aracılığıyla önündeki diyeceğimiz bir yakıcı aletle kaslar kesiliyor. sonuçları uzun dönem sonuçları henüz yok ama ümit vadetmektedir. Puem tedavisi. Tabii ki yine uyutuluyor hasta ama karna girilmemesi ve genel anestezi daha kısa bir miktarda alması nedeniyle avantajlarını içeriyor. Sonuç olarak Akalenzya'nın bence en önemli sorunu teşhis sorunudur. Teşhis edildikten sonra da tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Önemli olan geç kalmamaktadır. Geç kalmamaktadır. Çünkü geciktikçe alttaki darlık nedeniyle yemek borusunun genişlemesi söz konusu olacaktır. Adeta bir çuval. Hatta çorap deriz biz buna. O hale gelirse yapılacak bütün tedaviler yeterince başarılı olamaz.</span></p>
<p>Biz yıllardır reflü hastalığıyla yaşıyoruz ve protonponpo inkürü denen asit düşürücü ilaçları içiyoruz. Bu ilaçlar tehlikeli mi? Ya da yan etkileri var mı? Çünkü zaman zaman gazetede, medyada bu konuda haberler çıkmakta. Ve hastalar bu konuda büyük endişeye kapılmakta. Bugün bilim dünyası ürettiği bilgiler geldiğimiz noktayı yani bu asit düşürücü ilaçlar açısından özetlemek gerekir ise ana problem bazı hastalıklar mideye ait özellikle mideden yemek borusuna kaçma hastalığı olan reflü hastalığının bir kısmında özellikle kapak açıklığı ya da mide fıtığı olan insanlarda bu asit düşürücü ilaçlar dolaylı tedavi sağlamakta. Yani siz asit düşürücü ilaç kullandığınız sürece midenin asidi yok olmakta ve bu asit yukarı kaçmamakta, kaçmadığı için de hastanın şikayetleri olmamakta. Tüm hastalığı olan insanların yaklaşık yüzde otuzunun hayat boyu bu ilacı ölünceye kadar kullanması gerekiyor. Çünkü ilaçları kestiği takdirde şikayetleri tekrar başlıyor. Sorun da buradan çıkıyor.</p>
…
Tesisinin ilk basamağında Hastanın şikayetleri çok önemli rol oynar şikayetler dediğimiz yanma kaynama şikayetlerin olması asit düşürücü ilaç kullandığı zaman bu şikayetlerin derhal geçmesi en önemli …